Gazeteciler, gençlerle buluştu
Atatürk Üniversitesi Mavi Salon’da 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü konulu panel düzenlendi. İletişim Fakültesi öğrencilerinin yoğun katılım gösterdiği panelde konuşan Pusula Gazetesi Genel Koordinatörü Sevda Güneş İncesu, Türkiye’de kadın gazeteciliği anlattı.
Manolya BULUT
10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü münasebeti ile İletişim Fakültesi öğretim görevlisi Doç. Dr. Besim Yıldırım’ın moderatörlüğünde düzenlenen panele Doğu Anadolu Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Feridun Fazıl Özsoy, Pusula Gazetesi Genel Koordinatörü Sevda Güneş İncesu ve gazeteciler Kadir Sabuncuoğlu, Mehmet Şener ile Orkun Çizmeli katıldı.
Basın kanunu değişmeli
Panelde çalışan gazeteciler ve basın konulu sunum yapan Doğu Anadolu Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Feridun Fazıl Özsoy, Basın Kanunu’nda değişikliğe gidilmesi gerektiğine vurgu yaptı. Başkan Özsoy, “Gazeteciler cemiyetleri 10 Ocak tarihini Çalışan Gazeteciler bayramı değil de değişim günü olarak kutlamak istiyorlar. Değişime başlangıç günü olarak kutlamak istiyorlar. 212 sayılı yasa bugün artık kullanılmıyor. Gazetecilerin çalışma hayatlarını düzenleyen, denetleyen yasa bugün geçerli değil. Basın Yayın Enformasyon Kurumu ya da Basın İlan Kurumu da etkili değil. Bugün kurulan İletişim Başkanlığı bünyesinde hepsi birleşmiş durumda, ancak tam olarak icraatını yapamamakta. Basın İlan Kurumu yerel ve yaygın gazetelerin ilanlarını düzenliyor. Bu yıl da yeni fiyat tarifesi belli oldu ama gazetecilerin yarasına nasıl derman olacak bilmiyoruz” dedi.
Sorumluluklarımız, sorunlarımızın önünde
Basın özgürlüğü kavramının günümüzde nasıl kullanıldığına da değinen Özsoy, “Gazetecilikte tekelleşme artarak devam ediyor. Basın bugün 59 yıl geçmesine rağmen birkaç parçaya ayrılmış durumda. Ben yandaş olan medyayı da karşıt olan medyayı da seyretmek istemiyorum. O kadar yanlı yayın yapıyorlar ki. İktidarda mutlaka yanlış yönler vardır ama iyi tarafları da vardır. Basın organları tarafsız yayın yapan medya kuruluşları değil midir? Ama yandaş ya da karşıt medyanın kime ne yararı olacağını bilemiyoruz. Basın elbette özgür olmalı. Ama bunu yaparken kamu yararını gözetmesi gerekir. Basın özgürlüğü adı altında tutuklu olan gazeteciler gündeme getiriliyor. Ancak doğruyu yazanlar varken bir taraftan da terörü destekleyenler de var. Basın özgürlüğü kavramını bugünkü kullanımı ile kabul etmiyoruz. Sorunlarımız yanında sorumluluklarımız daha çok. Ülkenin bölünmemesi, barış içinde yaşamak için her şeyi yapmaya hazırız. Sorumluluklarımız her zaman sorunlarımızın önünde olacaktır” ifadelerini kullandı.
İletişim fakültesi öğrencilerinin yoğun ilgi gösterdiği panelde Pusula Gazetesi Genel Koordinatörü Sevda Güneş İncesu, ‘Türkiye’de kadın gazeteci olmak’ konulu sunum yaptı.
Toplumun kabullenmesi zaman aldı
Mesleğe başlarken çok fazla engelle karşılaştığını ve mücadele ettiğini belirten İncesu, “Yarın sahada olduğunuz zaman hiçbir haber müdürü habere gönderirken cinsiyet ayrımı yapmaz. Burada önemli olan sizin gazeteciliği layığı ile yapıp yapmadığınızdır. Bu kavrama inanmamam, sahada öyle bir ayrım olmaz. Ben tesadüfen gazeteciliğe başlayanlardanım. Mahalle baskısının hat safhada olduğu, sokakta kadının adının olmadığı bir dönemde başladım mesleğe. O dönemde Rusya’dan ‘Natasha’ adıyla bilinen kadınlar gelirdi, fuhuş operasyonları olurdu. Orada meslektaşlarımız bizim bu haberlere gelmememiz gerektiğini söylüyordu. Ancak biz o haberleri de takip etmek durumundaydık. Önüme çok fazla engeller çıktı. Sadece meslektaşlarım tarafından değil toplumun da kabullenmesi zaman aldı” dedi.
Türkiye, çok yol aldı
Türkiye’de kadın gazetecilerin varlığının gün geçtikçe arttığını da ifade eden İncesu, “Türkiye’de kadın gazetecilere ket vurulurken dünyada başka mı? Dünyanın birçok ülkesinde haber takip ettim. Uluslararası kuruluşlar da kadın muhabir göndermişti. Onlarda da sayı çok azdı. Türkiye aslında bu konuda çok yol almış bir ülkedir. Ancak geldiğimiz noktada bir ajans gazeteciliği başladı. Çünkü daha ucuz ve zahmetsiz. Yerel medya sizin için bir çıta olabilir, oradan yükselebilirsiniz. Ben kendimi şanslı hissediyorum. O günlerde gazeteci sayısı azdı, bunların içinde kadın gazeteci olmak benim erkenden sıyrılmama neden oldu” diye konuştu.
Terörün kol gezdiği günler
Son olarak terörün kol gezdiği 1990’lı yıllarda yaşadığı bir anıyı gençlerle paylaşan Güneş İncesu şöyle konuştu; “İran’a bir habere gitmek üzere Ağrı’nın Doğubayazıt ilçesine gittik. Emniyetin yanında bir otelde kaldık. O zaman ülke terörle mücadelede zor dönemler geçiriyordu. Bir erkek kameraman ve foto muhabir ile aynı odada kaldık. O geceyi sonlandıramadan otelden teröristler tarafından alındık. Gözlerimiz bağlandı, uzun saatler yürütüldük. Üç gün boyunca bir mağarada kaldık. Kimse bana sen kadınsın seni almayalım demedi. O gün belki erkek gazeteciler ürktü ancak benim cesaretimle moral buldular. Bu işin erkeğin kadını olmaz, bu iş yürekle yapılır. Eğer yüreğiniz varsa mutlak suretle bu işi başarırsınız.”
Panelde Kadir Sabuncuoğlu, basında çalışma hayatını anlatırken Mehmet Şener ise Anadolu basınından söz etti. Orkun Çizmeli ise Erzurum’da spor haberciliğine değindi. Programın sonunda panelistlere Atatürk Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Nihat Yatkın tarafından plaket takdim edildi.
Mehmet Akif ÖZSOY